Kafeine Dikkat

· Yiyecek Ekibi
Kahve, özellikle birçok ofis çalışanı için günlük "hayat kurtarıcı araç" olarak bağımlılık haline gelen sevilen bir içecek haline gelmiştir.
Birçok araştırma, orta düzeyde kahve tüketiminin uyanıklığı arttırma, yorgunluğu azaltma, tip 2 diyabeti ve bazı kanserleri önleme gibi çeşitli sağlık faydaları sunduğunu göstermiştir.
Son zamanlarda Soochow Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, kahve içmenin bile uzun süreli oturmaya bağlı sağlık risklerini azaltabileceğini keşfetti günde altı saatten fazla oturan bireylerin, altı saatten az oturan ve kahve içenlere göre %1,58 daha yüksek ölüm riski taşıdığını belirledi.
Kahve içmeyenler arasında oturma süresi ne kadar uzunsa, ölüm riski de o kadar yüksektir. Bununla birlikte, kahve herkes için uygun değildir. Dört grup insan özellikle dikkatli olmalı ve kahveyi körü körüne tüketmemelidir.
Kalitesiz Uyku Sorunu Olanlar
Kahvedeki ana bileşen olan kafein, adenosin ile rekabet ederek uyanıklığı belirgin şekilde arttırır ve yorgunluğu ve uyku sinyallerini baskılar. Birçok ofis çalışanı uyanık kalmak için kahveye bağımlıdır. Ancak, farklı bireyler kafeine farklı toleranslara sahiptir. Uykusuzluk veya uyku bozuklukları yaşayanlar için, daha fazla uyku bozukluğunu önlemek için kahve tüketimini azaltmak veya bırakmak tavsiye edilir.
Aritmi Sorunu Olanlar
Kahve içtikten sonra artan kalp atış hızı yaygın bir durumdur. Ancak, aritmi sorunu olan bireyler ekstra dikkat göstermelidir. Bazı çalışmalar aritmi hastalarının günlük 400 miligram kafein tüketebileceğini ve hatta koruyucu etkileri olabileceğini öne sürse de, kötü huylu aritmisi veya kafeine yüksek duyarlılığı olanların yine de kafein tüketiminden kaçınması gerekmektedir.
Gastrit Problemi Olanlar
Kahvedeki kafein ve diğer bileşikler, gastrik asit salgısını uyarabilir. Normal gastrik fonksiyona sahip olanlar için, orta düzeyde kahve tüketimi genellikle ciddi olumsuz etkilere neden olmaz. Ancak, mide ülseri, aşırı mide asidi veya gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) gibi gastrik sorunları olanlar için, kahvenin uyarıcı etkileri durumlarını kötüleştirebilir.
Örneğin, mide ülseri olan bireylerin mide mukozası zaten zarar görmüştür ve aşırı mide asidi mide astarını daha da erozyona uğratarak ülseri kötüleştirebilir. Benzer şekilde, aşırı mide asidine veya GERD'ye sahip hastalar, kahve içtikten sonra yanma hissi, asit reflü ve bulantı gibi artmış rahatsızlık yaşayabilir.
Bu, kafeinin alt özofageal sfinkteri gevşetebileceği ve mide asidinin daha kolay bir şekilde yemek borusuna geri akmasına izin verebileceği için meydana gelir. Bu nedenle, bu gastrik sorunlara sahip bireylerin kahve tüketimini sınırlamaları veya mümkünse yemeklerden sonra tüketmeleri önerilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının da mide sağlığı için önemli olduğu unutulmamalıdır.
İrritabl (Huzursuz) Bağırsak Sendromu (IBS) Olanlar
IBS hastaları için beslenme yönetimi semptomları hafifletme açısından önemli olup, kafein tüketimine özel dikkat gerekmektedir. Kafein sadece merkezi sinir sistemini uyarıcı olarak değil, aynı zamanda sindirim sisteminin fonksiyonlarını da etkilediği için IBS hastaları için rahatsızlıkları artırabilir.
Kahvenin IBS Üzerindeki Etkisi
1. Artan Gastrik Asit Salgısı: Kafein mide asidinin salgısını uyararak mide rahatsızlığına yol açabilir ve hatta karın ağrısı ve yanma gibi belirtilere sebep olabilir.
2. Artan Kolesistokinin Salgısı: Kahve ayrıca kolesistokinin hormonunun salgılanmasını artırır, bu da safra kesesinin kasılmasına ve gastrointestinal motilitenin hızlanmasına neden olur. Özellikle ishal baskın semptomlara sahip IBS hastaları için bu, ishal sıklığını artırabilir veya semptomları kötüleştirebilir.
3. İshalin veya Gastrointestinal Rahatsızlığın Kötüleşmesi: IBS hastaları için, kahvenin bu etkileri zaten hassas olan bağırsak sistemlerini daha da rahatsız edebilir, ishal, karın ağrısı veya diğer sindirim sorunlarına neden olabilir.
Kahvenin sağlık faydaları olsa da, makul bir şekilde tüketilmelidir. "Kahve ve Sağlık Üzerine Bilimsel Konsensüs" günlük ortalama bir yetişkinin alması gereken kafein miktarını 400 miligram içinde kontrol etmesini önermektedir. Bahsedilen dört grup insan ve kafeine duyarlı olanlar için, kendi koşullarına dayanarak kahve tüketimlerini dikkatlice seçmeleri önemlidir.