Kentsel gelişimin sürekli ilerlemesiyle birlikte, modern şehirler özellikle ulaşımda büyük değişiklikler yaşadı.

Ulaşım modlarının çeşitlenmesi büyük kolaylık sağladı, daha hızlı ve verimli hareket imkanı tanıdı.

Ancak, bu ilerleme yeni güvenlik riskleri de beraberinde getiriyor, bunlardan biri de "döner kapı kazası" olarak bilinen belirli bir tür trafik kazasının artışıdır.

Son yıllarda, "döner kapı kazaları" sıkça yaşanan bir olay haline gelmiş, geniş çapta dikkat çekmekte ve tartışılmaktadır. Bu tür kazalar, sürücü veya yolcu aracın kapısını dikkatsizce açarak yaklaşan araçları, yaya veya bisiklet sürücülerini kontrol etmeden gerçekleştirdiğinde meydana gelmektedir.

Sonuç olarak, aracın arkasında olanlar özellikle bisiklet ve motosiklet sürücüleri genellikle aniden açılan kapıyı kaçınacak kadar zamana sahip olamazlar ve ciddi kazalar, yaralanmalar hatta ölümler yaşanabilir.

Ayrıca, açık kapıdan kaçınmak için bisiklet sürücüleri ani bir şekilde diğer şeritlere yönelebilir, bu da diğer hareket halindeki araçlarla çarpışma ihtimalini doğurabilir. Bu ikincil kazalar genellikle daha ciddi sonuçlara neden olabilir.

Bu tür olaylar yalnızca çarpanların hayatını tehlikeye atmakla kalmaz, aynı zamanda sürücü veya yolcuyu yasal sonuçlarla karşı karşıya bırakır. Dolayısıyla, "döner kapı kazaları" kentsel trafik güvenliği için görünmeyen ancak ölümcül bir tehdit olarak ortaya çıkmıştır.

Bu tür kazalar özellikle kent bölgelerinde, özellikle kalabalık sokaklarda veya park alanlarının bisiklet şeritlerine yakın olduğu yerlerde yaygındır. Yüksek yoğunlukta bisiklet kullanımının olduğu pek çok şehirden gelen trafik kazası verileri, "döner kapı kazalarının" sık sık meydana geldiğini göstermektedir.

Bu nedenle, bu konu önemli bir kamu dikkati çekmiş, sorunu ele almak için daha etkili güvenlik önlemleri ve eğitim kampanyaları çağrısında bulunulmuştur. Ancak, Hollanda'da, Hollandalı şehirlerde yüksek bisiklet kullanımı olmasına rağmen, bu tür kazalar nadirdir. Bunun nedeni, temelde basit ancak oldukça etkili bir güvenlik uygulaması olan "Hollanda yöntemi" veya "Hollanda kapı açma yöntemi"dir.

Bu teknik, sürücü ve yolcuların araç kapılarını açma şeklini değiştirerek, çevrelerine karşı daha fazla farkındalık geliştirerek kazaların olasılığını azaltır. Belirli yöntem, kapıyı açmak için kapıya en uzak elin kullanılmasını içerir. Örneğin, sol el direksiyona sahip araçlarda sürücü kapıyı açarken sağ elini kullanmalıdır; sağ el direksiyona sahip araçlarda ise sürücü sol elini kullanmalıdır.

Bu görünüşte küçük davranış değişikliği güvenlik üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Karşı elin kullanılmasıyla vücut aracın dışına doğru döndürülür ve doğal olarak sürücünün veya yolcunun kör noktalarını kontrol etmesini sağlar. Bu omuz ve başın döndürülmesi, bireyleri omuzlarından bakmaya teşvik eder, böylece kapıyı tamamen açmadan önce arkadan gelen bisiklet, yaya veya araçları görmelerini sağlar.

"Hollanda yöntemi", Hollanda'da sürücüler ve yolcular arasında yerleşik bir alışkanlık haline gelmiştir. Sonuç olarak, ülkedeki kapı kazası oranı dikkate değer derecede düşüktür.

Dünya çapında birçok şehirde, özellikle de bisikletlilerin yoğun olduğu yerlerdeki trafik kazası verileri, "açık kapı ölümlü" kazaların sıklıkla meydana geldiğini göstermektedir. Hollanda'da yaygın olarak kullanılmasına rağmen, "Hollanda yöntemi" diğer birçok ülkede pek bilinmez. Birçok sürücü ve yolcu bu tekniği tanımamakta ve düşünmeden kapılarını açmaya devam etmekte, genellikle kapıya en yakın eli kullanmaktadır.

Bu metodun uygulanmasına alışkın olanlar için, "Hollanda yöntemi"ne geçiş başlangıçta tuhaf hissedebilir. Ancak, alıştırma ve kararlılıkla, bu eylem insanlar için otomatik bir güvenlik alışkanlığı haline gelebilir. Zamanla sürücüler ve yolcular bu tekniği otomatik bir güvenlik alışkanlığı haline getirerek, kazaların riskini azaltabilirler.

"Hollanda yöntemi"nin benimsenmesini teşvik etmek, insanlara faydaları hakkında farkındalık yaratmak ve eğitmek önemlidir. Bunun için devlet kurumları, trafik güvenliği örgütleri ve sürücü okulları dahil olmak üzere toplumun çeşitli sektörlerinin koordineli bir çabasına ihtiyaç vardır.

Trafik güvenliği eğitimi departmanları, medya kampanyaları, halk servisi duyuruları ve eğitim programları aracılığıyla bu tekniğin tanıtımında öncü rol oynamalıdır. Geniş çapta farkındalık ve "Hollanda yönteminin" benimsenmesini teşvik etmek için açık ve tutarlı iletiler hayati öneme sahiptir. "Döner kapı kazalarının" önlenmesi, davranış ve farkındalıkta bir değişimi gerektirir. "Hollanda yöntemi" birçok kişiye yabancı gelebilir, ancak hayat kurtarabilecek basit, etkili ve öğrenilmesi kolay bir tekniktir.

Bu yöntemi kapı açma rutinimizin bir parçası haline getirerek, kapı kazaları riskini en aza indirebilir ve herkes için daha güvenli yollar oluşturabiliriz. Hepimiz "Hollanda yöntemi"ni kullanmayı taahhüt ederek, diğerlerine de aynısını yapma konusunda teşvik ederek, şehirlerimizde daha güvenli, daha sorumlu seyahat kültürüne katkıda bulunabiliriz.